İnteraktif reklamcılık ve yatırımlar konusunda araştırmalar yapan IAB Türkiye’nin 2015 yılında dijital reklam yatırımları odağında yaptığı araştırma sonuçlarına göre; atırımlar 2015’te, 2014’e oranla yüzde 18 artarak 1,7 milyar liraya ulaştı. En büyük artış mobil, video ve oyun içi reklamlarda görüldü. Reklamcılar Derneği üyesi medya ajanslarının verileriyle hazırlanan, Türkiye 2015 Yılı Toplam Reklam Yatırımları araştırmasına göre ise; Türkiye’de geçen yıl yüzde 9 artan toplam reklam yatırımları, 5,9 milyar TL’den 6,5 milyar TL’ye çıktı.
Reklam, trendleri takip eder
Dijital reklamın son 5 yılda asimetrik olarak yükselmesi teknolojiyi yakından takip edenleri pek şaşırtmamış olsa da geleneksel reklamcılığa çok alışmış olan ajans ve firmaları biraz afallattı diyebiliriz. Gün geçtikçe artan telefonlarında ve tabletlerinde trenlerde seyahat ederken bile dijital ortamlarda bir şeylerle uğraşan insan sayısı inanılmaz bir artış gösteriyor ve reklamcılık her zaman insanları takip ettiği için dijital dünya insanları hakimiyetine aldığı gibi farklı sektörleri de yavaş yavaş alt kümseinde bir araya getiriyor.
Dijital dünya gerçek dünyaya alternatif oluşturuyor
Teknolojinin insanları daha bir 10 yıl önce hiç düşünmeyecekleri noktaya getirmesi son 50 yılda alışılır bir durum haline gelmeye başladı. Tüketici davranışları da enformasyon yönetimini dolayısıyla en kısa yollardan halletme eğiliminde oluyor. Dijital dünya, tüketicilerin gerçek kimlikleriyle var olabildikleri bir mecra. Bu da gerçek dünyaya alternatif bir ortam yaratıyor. Ancak asıl nokta, tüketicilerin yaşam şeklini değiştiren bu ortamın onların satın alma davranışlarını da etkiliyor oluşu. Bu da tüketiciyle marka arasında bir bağ oluşturarak marka imajını kuvvetlendiriyor.
Dijital reklam maliyetlerinin çok daha makul hale gelmesi
Sosyal medya ve dijital reklamcılığın geleneksel reklamcılığa göre çok daha faydalı olduğunu gösteren bir çok veri mevcut. Bunlara müşterilerinizle çift taraflı iletişime geçmenize yardımcı olmaları da dahil. Uzun süreli takipçi ve marka bilinci kazandırma, yeni ürünleri ve hizmetleri olabildiğince hızlı bir şekilde tanıtma olanağı gibi.
Ancak geleneksel reklam ile dijital reklamcılığı ayıran daha iyi bir seçenek var. CPM yani bin gösterim başına maliyet metriği.
CPM 1000 gösterim için ne kadar ücret ödeyeceğinizi gösteren bir metrik. Her reklamın amacı da olabildiğince az maliyetle olabildiğince fazla kişiye ulaşmak.
Amerika’da yeni yapılan yapılan çapraz medya karşılaştırmaları sonucunda çok ilginç bir veri ortaya çıkıyor.
Sonuçlar oldukça açık bir söylemde bulunuyor. Sosyal Medya ve dijital reklamcılık günümüzde reklam verenler için en ucuz ortamı sunuyor. Sizi en az 1000 kişiye 3$’dan daha ucuza gösterebilecek başka bir mecra henüz bulunmuyor.
Gizli maliyetler
Her ortam için gizli maliyetler mevcut. Örneğin posta reklamcılığında baskı ve postalama maliyetlerini hesaba katmanız gerekir. Televizyon ve radyoda yüksek reyting alan zamanları hedeflemek daha yüksek maliyetlere yol açmaktadır. Billboard reklamları bölgeye, göresel uzaklığa ve trafiğe göre farklı maliyetler ortaya çıkartabiliyor.
Dijital Reklamcılık ve sosyal medyada ise tek bir gizli maliyetiniz mevcut ve onun adı zaman. Bu çalışanın veya ajansın zamanı olabilir, bunu bir maliyet olarak düşünmelisiniz. Ancak bu maliyet tecrübe ve bilgi gibi farklı değişkenlere göre azalabilen veya artan bir yapıya sahip. Yani dijital reklamcılıkta da yeni nesil bilgi ekonomisinin etkilerini hissetmek son derece mümkün.